Clothing - Continued
Giyim: Kıyafetleri Giyme

She is wearing a t-shirt.
O bir tişört giyiyor.

You better get dressed.
Giyinsen iyi olur.

I'm going to get undressed.
Kıyafetlerimi çıkaracağım / Soyunacağım.

She was dressed in black.
Siyah renkli kıyafetler giyinmişti.

Are you going to dress up tonight?
Bugün için süslenecek misin?

He put on his red swimming suit.
Kırmızı mayosunu giydi.

Take off that ridiculous hat!
O saçma sapan şapkayı çıkar!

Slip on the dress.
Elbiseyi giy.

Zip up your jacket.
Ceketinin fermuarını çek.

Unzip your jacket.
Ceketinin fermuarını aç.

Button your shirt.
Gömleğini ilikle.

Unbutton your shirt.
Gömleğinin iliklerini çöz.

Button up your shirt.
Gömleğini ilikle.

Buckle your belt.
Kemerini bağla.

Unbuckle your belt.
Kemerini çöz.

Roll up your sleeves.
Kollarını sıva.

Tie your tie.
Kravatını bağla.

Untie your tie.
Kravatını çöz.

Tie your shoes.
Ayakkabılarının bağcıklarını bağla.

Untie your shoes.
Ayakkabılarının bağcıklarını çöz.

Polish the shoes.
Ayakkabılarını boya.

Tuck your shirt in!
Gömleğini içine sok.

Expressions

Your fly's open.
Fermuarın açık.

nude
naked  
barefoot çıplak ayak
skimpy ...
barefoot

I love walking barefoot on the beach.
Plajda çıplak ayakla gezmeyi seviyorum.

The bathing suits at the ipanema beach are skimpy.
Ipanema Plajındaki mayolar açık saçık.

formal resmi
casual rahat
semi-casual yarı-rahat

I'm going to change into something more casual.
Daha rahat kıyafetler giyeceğim.

Formal attire is recommended for a wedding.
Düğünler için resmi <U>kıyafet</u> için önerilir.

She usually wears casual clothing.
O genelde rahat kıyafetler giyer.

well dressed iyi giyimli
slovenly savsak
disheveled dağınık
unkempt bakımsız

Does this sweater and scarf go together?
Bu süveter ve atkı birbirine uyumlu mu?

Your socks don't match.
Çorapların eşleşmiyor.

Those colors clash.
Bu renkler çatışıyor.

His jeans are ripped up and faded.
Kotu yırtık ve solmuştu.