Ana Sayfa > İngilizce > dilbilgisi
logo
Comparisons II
 Kıyaslamalar 2

Nesnelerin karşılaştırılması hangi özelliklerinin kıyaslandığına bağlıdır. İngilizce'de tek heceli sıfatlar kullanılıyorsa, genelde bu sıfatların sonuna daha anlamına gelen -er eklenir. 

  Charles is richer than Robert.
 Charles Robert'tan daha zengin.
  He is meaner than him.
 O, ondan daha adidir.
  She is kinder than her husband.
 Kocasından daha iyidir kendisi.
  She speaks faster than her sister.
 Kızkardeşinden daha hızlı konuşur.

En üstünlük derecesi, sıfatın sonuna -est eklenerek oluşturulur.

  I am the oldest.
 Ben en yaşlıyım.
  He is the meanest of the three.
 Üçü içinde en adi o.
  We are the kindest.
 En iyi biziz.

-Er ve -est ekleri aynı zamanda y harfiyle biten iki heceli kelimelerle de kullanılır. Y harfi i harfine dönüşür.

  That frog is uglier.
 Kurbağa daha çirkin.
  She is the youngest.
 O en genç.
  Your child is naughtier than mine.
 Senin çocuğun benimkinden daha yaramaz.

Üç heceli sıfat ve zarfların çoğunluğu more ve most üstünlük ekleriyle kıyaslanır.

  I'm more beautiful than you
 Ben senden daha güzelim.
 
I'm more truthful than you.
 Ben senden daha doğrucuyum.

Bazen sıfatlar -er/-est veya more/most ekleriyle kıyaslanır. Bunlarda bazıları...

angry  kızgın cruel
 acımasız
evil
 zararlı
wicked
 fena
insane
 çılgın
simple
 basit
gentle  kibar content
 memnun
serious
 ciddi
handsome
 yakışıklı
near
 yakın
distant
 uzak  
  He's even crazier than Tim. 
 O Tim'den bile daha çılgın.
  You are even more evil than your sister.
 Sen kız kardeşinden bile daha şeytansın.

Bazı sıfatlar ve zarflar karşılaştırmada özel hal alırlar.

good/well
iyi/hoş 
better
daha iyi
the best
en iyi
bad/badly
kötü
worse
daha kötü
the worst
en kötü
far
uzak
farther / further daha uzak / daha uzaktaki    
farthest / furthest
en uzak / en uzaktaki
     
  She speaks French better than Helen.
 Helen'den daha iyi fransızca konuşabiliyor.
  He does it better than Robert.
 O Robert'tan daha başarılı .
  You swim worse than I do.
 Sen benden daja kötü yüzüyorsun.
  She is the best.
 En iyi o.
  We do it the best.
 En iyi biz yaparız.
  We walked farther than he did.
 Biz ondan daha uzaklara kadar yürüdük.